2 Nisan 2013 Salı

Pardon Siz Doktor Musunuz?????





Bugün şöyle bir baktım da uzun bir zaman olmuş yazmayalı…

Bu koşturmaca ve iş yoğunluğu içinde unutmuşum yazmayı, aslında severim ama sanırım teknolojiye hala alışamadım. Kağıt kalemin kokusu hala cezbeder beni yazma konusunda, hala onlara yazmak daha hoşuma gidiyor, teknoloji ile sıkıntımda bundan kaynaklanıyor olsa gerek…

Ama artık alışmak lazım onu da biliyorum…

Bu yazamadığım zaman içinde birçok eğitim kaldı arkada malum seyir defterine bazı şeyleri not etmek lazım…

Bu dönem de sırtımızda çanta ülkenin bir ucundan diğer ucuna koşturuyoruz  eğitmen arkadaşlarımla ancak, ben ilginç bir heyecan içindeyim. Şubat ayında yeni bir eğitim serüvenine başladık Sağlıklı Kal Genç Kal diyerek ülkenin birçok yerinde eğitimlere katılıyoruz, Mayıs sonuna kadar da devam edeceğiz. Eğitimde arkadaşlarımıza aslında birçok konu hakkında bilgilendirme yapmaya çalışıyoruz ama asıl heyecanlı olan onlardan aldıklarımız.

Serüvene Ankara’da başladık. Sonra Trabzon’a gittik ve üçüncü eğitimi İstanbul’da yaptık. Buradan Sakarya ve Sivas’a uzanacağız. En son Muş’ta noktalayacağız… Ve orada isteklerimizi ileteceğiz... Gençler olarak hangi sağlık haklarını istiyoruz onları anlatacağız...

Aslında ilk değil benim için genç sağlığı ve savunuculuk hakkında eğitim vermek ama bu sefer farklı başladık. Bir kez daha anladım akran eğitimi ne kadar etkili bir yöntem.

Aslına bakarsanız tıp konusunda uzman olmayan birilerinin gençlere kanser, üreme sağlığı, genç sağlığı anlatması garip gelebilir. Sonuçta hassas konular, yanlış söyleyeceğiniz bir şey farklı sonuçlar doğurabilir haklı olarak. Aslında toplumdaki ortak görüşte böyle. Bu yargı bir yana dursun bu konu hakkında biraz düşünmek lazım diye düşünüyorum. Şu sorular geliyor aklıma ilk önce…

-       Başınız ağrıdığında bunu ilk kime söylerdiniz?
-       İlk cinsel konuları kiminle konuştunuz? İlk deneyimlerinizi kime anlattınız mesela???
-       Yan komşunuzdan hiç ilaç aldınız mı?
-       Karnım ağrıyor dediğinizde hiç bir şey olmaz göbeğin kaçmıştır diyen olmadı mı?
-       Anne ben çok hastayım dediğiniz de hadi oradan çabuk giyin okula gidiyorsun cevabı almadınız mı?

Bu soruların cevapları düşünüldüğünde aslında herkes doktor herkes eczacı değil mi biraz…

Aslında bunun doğru olduğunu savunmak değil amacım, biraz da eleştiriyorum aslına bakarsanız. Ben yapmıyor muyum? Tabi ki de yapıyorum ama yanlış olduğunu da bilmiyor değilim…

Akran Eğitimi bununla biraz savaşıyor aslında…

Akran dediğimiz kitle zaten doğru yanlış birçok bilgiyi aktarıyor akranlarına.  Akranlarınızın bilinçli olduğunu düşünün daha güzel olmaz mıydı? Aslında teknik olarak böyle bir şey akran eğitimi.

Tanımlamak gerekirse Akran grubu içerisinden doğru bilgiyi almaya ve bunu yaygınlaştırmaya gönüllü olan bir grubun eğitilmesi ya da farkındalığının arttırılması ve bu farkındalığın ve bilginin akrandan akrana yayılması yöntemi. Her yerde yapılır, evde, sokakta, sınıfta, piknikte, sinemada, otobüste…

İşte bu sebeple öğrenme sürecinin önemli bir parçası bence.

Yıllardır il il dolaşıp Üreme Sağlığı, Cinsel Sağlık ve Haklar üzerine eğitimler veriyorum. Benim gibi birçok arkadaşım bunun için uğraşıyor. Yıllarca da neden üreme sağlığı eğitimi veriyorsun, ya da üreme sağlığı kanser gibi eğitimler de sen doktor musun gibi sorularla karşılaştım.  Ne doktorum ne sağlık uzmanı...

Derdim de hastalıkların reçetesini yazmak değil. Sadece gençlere haklarını anlatabilmek ve onları bu konularda destek almaya motive etmek. Bunun için doktor olmama gerek var mı ???

Cevabı size bırakıyorum...

Ülkede tabu olmuş, ailelerimizin bizlere anlatamadığı, toplumda hep kötü ve ayıp olarak görüldüğü için yıllarca gizli saklı ve yanlış örneklerden öğrenmeye çalıştığımız konularda farkındalık yaratmak önemli bir iş aslında...

Ben devam edeceğim eğitimlerime... Aslında öğrenmeye...

Her eğitimde, ne kadar akran eğitimine ihtiyacımız olduğunu gördükçe devam edeceğim...

Çok önemli konularda isimlerini bile duymadığımız ama yanı başımızda duran şeyleri hiç konuşmadığımızı hala tabu olmuş konularda konuşamadığımızı gördükçe artıyor motivasyonum...

Ama inancım tam bundan 20 yıl sonrasında işlerin çok farklı olacağına ve akran eğitiminin işe yaradığını göreceğime inanıyorum...

Belki de benim yaptığım delilik... ama ben kuyuya bir taş atan deli olmaktan galiba çok mutluyum...

Bütün akran eğitimi dostlarına selam olsun...

NOT: Akran Eğitimine önem veren Genç Akran Eğitim Ağı (Y-PEER), bu ağı destekleyen Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu ve Türkiye’nin en kapsamlı Üreme Sağlığı Akran Eğitimleri Projesini yürüten Toplum Gönüllüleri Vakfı, Akran Eğitiminin Değerini anlayıp projesinin büyük bölümünü buna ayıran Muş Genç Birikim Derneği, akran eğitimi konusunda alana girmemi sağlayan Dokuz Eylül Üniversitesine ve burada tek tek isimlerini sayamadığım bütün eğitmen arkadaşlarıma teşekkürler...

1 yorum: